Avrupa Birliği’nin kripto para piyasalarına düzen getirmek amacıyla hazırladığı MiCA yönetmeliği nihayet yürürlüğe girdi. Ancak dünyanın en büyük stabil kripto parası olan Tether 0,999582 $’ın USDT’si bu yeni düzenlemelere tam anlamıyla uyum sağladığını henüz kanıtlayamadı. Bu durum Tether’ın Avrupa’daki geleceği konusunda akıllarda ciddi soru işaretleri bırakıyor. “Büyük balık” olan Tether bile bu düzenlemelerle baş etmekte zorlanıyorsa daha küçük firmalar için tabloyu tahmin etmek zor değil.
MiCA’nın Tether Üzerindeki Baskısı Artıyor
MiCA’nın getirdiği şartlar özellikle stabil kripto para ihraççıları için oldukça ağır görünüyor. WeFi’nin büyümeden sorumlu başkanı Agne Linge bu düzenlemelerin büyük şirketler için bile ekonomik anlamda ciddi bir yük oluşturabileceğini dile getirdi. Linge’nin verdiği örnekte Tether gibi dev şirketlerin rezervlerinin yüzde 60’ını Avrupa’daki düşük riskli bankalarda tutması gerekiyor.
Düşünün dünya çapında bu kadar geniş bir operasyonu olan bir şirket için ne kadar kısıtlayıcı bir durum! Bu koşullar Tether’ın global hedefleriyle ne kadar uyumlu tartışmaya açık. Yine de Tether’ın finansal gücünün yüksek olması şirketin bu baskılar karşısında ayakta kalma şansını artırıyor gibi görünüyor.
Şirketin yıllık kazanç hedefi 10 milyar doları bulmuşken başka alanlara yatırım yaparak riskleri dağıtmaya çalışmaları da mantıklı bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak Coinbase Europe’un USDT dahil altı stablecoin’i delist etmesi düzenleyici ortamın ne kadar çetrefilli olduğuna işaret ediyor. Öte yandan Binance ve Crypto.com gibi dev oyuncuların Tether’a olan desteğini sürdürmesi “bazı gemiler batmaz” düşüncesini akla getiriyor.
MiCA’nın Uzun Vadeli Etkileri: Büyükler İçin Fırsat Küçükler İçin Kriz
MiCA’nın tam anlamıyla devreye girmesiyle birlikte Avrupa kripto piyasasında ciddi değişiklikler bekleniyor. Paybis Gelir Direktörü Uldis Teraudkalns bu düzenlemelerin özellikle küçük ölçekli şirketleri sıkıntıya sokabileceğini belirtiyor. Haklı da çünkü düzenlemeler şirketlerin hem yüksek maliyetli yatırımlar yapmasını hem de yoğun uyum süreçlerinden geçmesini gerektiriyor.
Küçük firmaların böyle bir yükü taşıyamayıp Avrupa dışına kayması şaşırtıcı olmayacaktır. Ama burada da Avrupa’nın ortak pazarının cazibesi devreye giriyor. Bazı şirketler için bu fırsat her şeye rağmen bir kalma sebebi olabilir. Bu arada iş sadece düzenlemelerle sınırlı değil. İtalya gibi ülkeler kripto kazançlarına yönelik vergi oranlarını neredeyse iki katına çıkarmayı planlıyor. Vergi oranının yüzde 26’dan 42’ye yükselmesi Avrupa’daki kripto şirketleri üzerinde ek bir baskı oluşturacak.
Şimdi düşünelim bu vergiler kripto paraların artık geleneksel finansal araçlar gibi algılandığını gösteriyor ama yatırımcılar bu yükün altından nasıl kalkacak? MiCA düzenlemeleri Avrupa kripto para ekosistemini hem zorluyor hem de dönüştürüyor. Yatırımcı güvenliğini artırma hedefi umut verici olsa da bu süreçte yaşanacak zorluklar birçok firma için ciddi bir sınav olacak.