Bitcoin topluluğu bugün Satoshi Nakamoto’nun 50’nci yaşını kutluyor. Elbette bu tarih bir efsaneden ibaret. Ancak 5 Nisan 1975 olarak kaydedilen doğum tarihi, para özgürlüğü savunucuları için güçlü bir mesaj içeriyor. Çünkü bu tarih ABD’nin altın yasağının kalkışını temsil ediyor. Ve Satoshi’nin profiline göre bu mesaj bilinçli verilmiş gibi görünüyor.
5 Nisan Tarihi Tesadüf Değil
Satoshi Nakamoto’nun P2P Foundation platformundaki profilinde doğum tarihi 5 Nisan 1975 olarak geçiyor. Bu tarih para tarihi açısından oldukça çarpıcı bir anlam taşıyor. Çünkü 5 Nisan 1933’te ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt Amerikan halkının elindeki altınları teslim etmesini zorunlu kılan 6102 sayılı kararı imzaladı. O kararla birlikte altın dolaşımdan kaldırıldı.
Bu yasak 31 Aralık 1974’te kaldırıldı. Böylece Amerikalılar tekrar altın sahibi olabildi. 1975 yılı para özgürlüğünün geri döndüğü yıl olarak kayda geçti. Satoshi’nin doğum tarihi olarak 5 Nisan 1975’i seçmiş olması bu özgürlüğe doğrudan bir gönderme niteliği taşıyor.
Satoshi hakkında bildiklerimiz oldukça sınırlı. Bitcoin’i 2008 yılında yayınladığı White paper ile dünyaya tanıttı. Ardından da sessizce ortadan kayboldu. Geride ise yaklaşık 1 milyon Bitcoin tutan cüzdanlar ve çözülmemiş bir kimlik bilmecesi bıraktı.
Topluluğun Kutladığı Bir Simgeye Dönüştü
Satoshi Nakamoto’nun doğum günü Bitcoin kültürünün bir parçası haline geldi. Her yıl 5 Nisan geldiğinde topluluk bu tarihi sadece bir kişiyle değil bir fikirle özdeşleştiriyor. Bu tarih merkeziyetsizliğin, bireysel egemenliğin ve parasal devrimin simgesi olarak görülüyor.
Satoshi’nin Bitcoin ile çözdüğü en temel sorunlardan biri çift harcama probleminin ortadan kaldırılmasıydı. Bu teknik başarı, Blockchain teknolojisinin temelini attı. Bugün bu teknoloji milyarlarca dolarlık bir sektörü ayakta tutuyor.
Satoshi’ye ait olduğu düşünülen cüzdanlar hala hareketsiz. Bu durum onun servet peşinde koşmadığını fikri merkeze koyduğunu düşünenlerin inancını güçlendiriyor. Nakamoto’nun sessizliği bir yandan gizemi büyütürken diğer yandan onun geride bıraktığı yapının ne kadar kalıcı olduğunu gösteriyor.