Sui Foundation Web3 dünyasında yükselen dalganın hızını artırırken özellikle Türkiye’ye ayrı bir sayfa açacağını belirtti. Meta’nın Libra ekibinden doğan Sui ağı, ölçeklenebilir ve düşük maliyetli altyapısıyla hem geliştiricilere hem de kullanıcıya odaklanan bir vizyon sunuyor. Yönetici ekibin hedefini, gerçek dünya problemlerine dokunan kripto para çözümlerini gelişmekte olan ülkelerde günlük hayatın parçası haline getirmek olduğu açıklandı. Direkt hedef ise Türkiye’yi Sui ekosisteminin en canlı merkezlerinden biri haline getirmek.
Türkiye Sui İçin Stratejik Bir Merkez
Sui’nin vizyonu, kitlesel benimsenmeye uygun, hızlı ve güvenilir bir Blockchain altyapısı oluşturmak üzerine kurulu. Ağ, yüksek işlem kapasitesi ve düşük ücretlerle hem oyunlar hem finans uygulamaları hem de sosyal projeler için ortak zemin sağlıyor. Sui ekosisteminin mimarisi, küresel ölçekte sorunsuz koordinasyon sunarak geliştiricilerin ölçek endişesini azaltıyor.
Christian Thompson’a göre Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, tam da bu nedenle Sui’nin merkezinde yer alıyor. Geleneksel finans ve teknoloji altyapısındaki eksiklikleri bizzat deneyimleyen genç ve yetenekli geliştirici kitlesi, Sui’nin sunduğu alternatiflere hızlı uyum sağlıyor. Vakıf, gerçek sorunları çözen, kullanıcıya güç veren kripto para tabanlı finans ve uygulama örneklerine ağırlık veriyor.
Söyledi Düzeyinde Kalınmadı
Sadece söylem düzeyinde kalınmadığı da rakamlarla ortaya çıkıyor. Temmuzdan bu yana Türkiye’de 17 şehirde yaklaşık 150 atölye gerçekleştirildi.
Üç hackathon tamamlandı ve 75 öğrencinin katıldığı iki eğitim kampı düzenlendi. Hibeler, yerel ortaklıklar ve üniversite programlarıyla desteklenen ağın önümüzdeki iki yıl içinde daha da büyütülmek istendiği vurgulandı.
Stablecoin’ler ve RWA İçin Sui
Thompson, önümüzdeki 3–5 yılda token’laştırılmış gerçek dünya varlıklarının ve stablecoin projelerinin finansı kökten dönüştüreceğine inandığını belirtti. Ona göre stablecoin’ler ve RWA projeleri, geleneksel finans ile kripto para dünyasının “Blockchain üzerinde finans” başlığı altında nasıl birleşeceğini gösteren en somut köprü. Sui, düşük ücretler, yüksek programlanabilirlik ve regülasyonlara uyuma hazır altyapısıyla bu köprünün ana taşıyıcılarından biri olmaya hazırlanıyor.

Şimdiden bazı büyük kurumlar, gerçek varlıkları tokenleştirme ve stablecoin kullanımını genişletme planlarında Sui’yi tercih ediyor. Ağın tamamen şeffaf ve denetlenebilir yapısı, düzenleyici kurumlarla yapılacak diyalogda avantaj sağlıyor. Vakıf, yerel pazarlarda proaktif, iş birliğine açık bir duruş benimsediğini belirtti. Net kurallar devreye girer girmez anahtar teslim çözümler sunabileceğini de vurguladı
Kullanıcı Deneyimi Ön Planda Tutuldu
Kullanıcı deneyimi tarafında da benzer bir çizgi var. Birçok Blockchain ağı, daha cüzdan açarken bile karmaşık süreçlerle kullanıcıyı yorarken, Sui zkLogin gibi özelliklerle bu eşiği aşağıya çekiyor.
Google benzeri geleneksel oturum açma kimlikleriyle Sui uygulamalarına erişim sağlanırken, sponsorlu işlemler sayesinde ilk adımda gas ücreti ödemek gerekmiyor.
Oyun Ekosistemi ve Türk Geliştiricilere Mesaj
Oyun sektörü, Sui ağının en iddialı olduğu alanlardan biri. Saniyenin altında işlem süreleri ve dinamik, birleştirilebilir oyun içi varlıklar, geleneksel zincirlerden ayrışan temel başlıklar halinde öne çıkıyor. EVE Frontier gibi projeler ve deneyimli oyun yöneticisi Bing Gordon’un danışmanlık rolü, Sui’nin bu alana ne kadar ciddi yaklaştığını gösterdi.
Thompson, oyun stüdyolarının oyuncuya hem tanıdık hissettiren hem de zincir üstü özellikler taşıyan yüksek performanslı deneyimler sunmak istediğini, Sui’nin tam da bu ikilemi ortadan kaldırdığını anlattı. Move programlama dili, güvenlik odaklı tasarımı sayesinde geliştiricilere geleceğe dönük bir zemin veriyor. Böylece kullanıcı deneyimi ve zincir üstü yenilikler arasında tercih yapmak gerekmiyor.
Hangi Mesajlar Verildi
Kararsız Türk geliştiricilere verilen mesaj oldukça net. Sui üzerinde üretim yapmak, Web3 alanındaki “bir sonraki büyük fırsat” olarak tanımlandı. Vakıf, Sui Basecamp, Sui Connect ve Builder Houses gibi programlarla teknik kaynak sundu. Aynı zamanda öğrenme, iş birliği ve projeleri vitrine çıkarma imkanı verdi.
Türkiye’de yeni ekosistem ortaklıkları, yerelleştirilmiş etkinlikler ve topluluk girişimleri için önümüzdeki aylarda daha yoğun bir takvim hedefleniyor.

