Bitcoin hakkında herkesin diline pelesenk olan “çok geç kaldık” düşüncesi yeni bir raporla sorgulanıyor. River Financial tarafından yayımlanan analiz Bitcoin benimsemesinin 2025 itibarıyla yalnızca %3 düzeyinde olduğunu söylüyor. Karşılaştırmalı veriler bu seviyenin internetin 1990 yılındaki kullanım oranına denk geldiğini gösteriyor. Yani bu verilere göre Bitcoin yolculuğunun %97’si hala önümüzde olabilir. Elbette bu abartılı bir umut değil; veri temelli bir bakış.
Kurumsal Yatırımcılar Henüz Oyuna Katılmadı
Şu anda Bitcoin sahibi olanların oranı küresel çapta %4’ün altında. Amerika’da bu oran %14 civarında seyrediyor. Ancak birçok ülkede %2 seviyesinin bile altına inebiliyor. Yani bireysel sahiplik halen daha oldukça sınırlı. Fakat asıl dikkat çeken detay kurumsal yatırımcıların pozisyonu.
Rapora göre Amerika’daki büyük yatırım danışmanları 128 trilyon dolarlık portföylerinde yalnızca %0,006’lık bir bölümü Bitcoin’e ayırıyor. Bu neredeyse yok denecek kadar az. Eğer bu oran %1 seviyesine bile çıkarsa piyasaya yüz milyarlarca dolarlık giriş gerçekleşebilir. Bu da fiyatta ciddi değişimlere yol açabilir.
Öte yandan Bitcoin’in teknik altyapısı güçlenmeye devam ediyor. 2021’den bu yana aktif node sayısı ikiye katlandı. Sadece geçen yıl %11 oranında artış yaşandı. Hashrate yani ağın güvenliğini sağlayan işlem gücü de yıllık ortalamada %107 oranında artış gösterdi. Ağ ne kadar büyürse güvenlik de o denli sağlamlaşıyor. Ancak madencilik havuzlarının merkeziyet sorunları göz ardı edilemez. Bugün üç büyük havuz toplam gücün %60’ından fazlasını kontrol ediyor. Yine de madenciler bu havuzlar arasında özgürce geçiş yapabiliyor.
Bitcoin’in Potansiyeli Geleneksel Varlıklarla Ölçülüyor
Raporda yer alan bir başka çarpıcı bölüm ise Bitcoin’in ulaşabileceği pazar büyüklüğüyle ilgili. River Bitcoin’in toplam potansiyel piyasa değerini 225 trilyon dolar civarında tahmin ediyor. Bu dünya servetinin yaklaşık dörtte birine karşılık geliyor.
Bu tahmin farklı varlık sınıflarından Bitcoin’e geçiş ihtimali üzerine kurulu. Örneğin altının %50’si tahvillerin, %30’u ya da gayrimenkulün, %15’i gibi oranlar hesaba katıldığında bu tablo ortaya çıkıyor. Elbette bu senaryolar uzun vadeye yayılıyor. Ancak rapor olasılıkların tamamen uçuk olmadığını verilerle gösteriyor.
Bireyler Bitcoin’i tanımaya devam ediyor. Şirketler yasal düzenlemeler konusunda daha az çekingen hale geliyor. Spot ETF’lerin kabul görmesiyle birlikte kurumsal ilgi hızla artıyor. El Salvador gibi ülkeler ise Bitcoin’i ciddiye alan bir para birimi olarak gündemlerine alıyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde Bitcoin’in henüz ilk aşamalarda olduğunu söylemek fazla iddialı sayılmaz.