Ünlü tüccar Raoul Pal, makro piyasadaki temel faktörleri, özellikle de ABD’deki düşük GSYİH büyümesiyle birleşen yüksek borç seviyelerini tespit ederek dolaylı olarak kripto para birimlerinin benimsenmesini teşvik etti. Pal’ın analizi, yaşlanan nüfusun GSYH’de düşüşe yol açtığına işaret ediyor ve bu da bu demografiye hizmet etmek için daha yüksek borç anlamına geliyor. Tüccar, bunun Federal hükümeti borcu yönetmek için likidite yaratmaya sevk edebileceğini ve potansiyel olarak doların değer kaybetmesine yol açabileceğini öne sürüyor.
Pal, bu durumun, halihazırda birçok kişi tarafından ekonomik krizlere karşı uygulanabilir bir koruma olarak kabul edilen Bitcoin 101.562,00 $ gibi kripto para birimlerinin ana akım kabulü için bir katalizör görevi görebileceğini öne sürüyor. Ülkenin ekonomik sağlığı potansiyel olarak düştükçe, daha fazla insan olası dolar devalüasyonuna karşı korunmak için tahvil, hisse senedi ve altın gibi geleneksel varlıklara uygun bir alternatif olarak kripto sektörüne yönelebilir.
Ancak herkes bu görüşü paylaşmıyor. Tanınmış bir Bitcoin şüphecisi olan Peter Schiff gibi eleştirmenler, yavaş hız ve yüksek işlem maliyetleri gibi faktörler nedeniyle kripto para biriminin devalüasyon ve enflasyona karşı bir koruma görevi görme kapasitesini sorguluyor. Bu görüşe karşı çıkan SkyBridge Capital’den Anthony Scaramucci ise Bitcoin’in sabit arzına ve uzun vadeli değer saklama potansiyeline vurgu yaptı.
Bu farklı bakış açılarına rağmen Bitcoin, geleneksel finans kurumları da dahil olmak üzere yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Özellikle de birkaç büyük ABD bankasının Bitcoin ETF’lerine olan ilgilerini açıklamış olması, finans dünyasında artan kabulü yansıtıyor. Bu yazının kaleme alındığı sırada Bitcoin hafif bir toparlanma yaşayarak 24 saat içinde %0,7 artışla 61.066,36$’a yükseldi ve önceki gecenin en düşük seviyesi olan 60.456,59$’ın üzerine çıktı.