Bir masa düşünün! Bir yanında devletin en katı düzenleyicilerinden SEC var. Diğer yanında ise zinciri veriyle, geleceği vizyonla örmeye çalışan bir kripto oyuncusu olan Ondo Finance. Dün Washington’da bu masa kuruldu. Yalnızca bir toplantı değildi bu. Geleneksel finansla Blockchain arasında inşa edilmek istenen bir köprünün ilk taşları döşeniyordu.
Toplantının Kalbinde Neler Vardı?
Toplantının kalbinde tokenize menkul kıymetler vardı. Yani hisse senedi gibi geleneksel araçların dijital temsilleri. Ancak teknolojiyle hukuk aynı dili konuşamayınca bu yeni ürünlerin piyasaya çıkışı için önce bir tercümana ihtiyaç vardı. Sonra da yeni kurallara ihtiyaç vardı. Ondo’nun hukuk danışmanları Davis Polk & Wardwell işte tam bu noktada devreye girdi.

Sunum masasında kayıt yükümlülükleri, aracı kurum sorumlulukları ve piyasa yapısı kuralları birer birer açıldı. SEC yetkilileriyle yapılan görüşmede tokenların Amerika’daki şirket yasalarıyla nasıl örtüştüğü de masaya yatırıldı. Çünkü mesele sadece yatırımcıya token sunmak değildi. Aynı zamanda onu hukuken koruyabilmekti.
Token’lar Artık Finansın Ta Kendisi
Peki, Ondo yalnızca fikir mi satıyor? Hayır. Şirket halihazırda 1 milyar dolardan fazla varlığı tokenleştirmiş durumda. Bu rakam 6.15 milyar dolarlık tüm tokenize Hazine bonosu piyasasının %16.4’üne tekabül ediyor. Küçümsenecek gibi değil.
En bilinen ürünlerinden biri olan Ondo Short-Term US Government Bond Fund (OUSG) kısa vadeli ABD Hazine bonolarını tokenleştirerek yatırımcılara sunuyor. Bu fon BlackRock’ın desteklediği BUIDL ile teminatlandırılmış durumda. Bir diğer ürün olan USDY ise banka mevduatları ve kısa vadeli tahvillerle destekleniyor. Özellikle ABD dışındaki yatırımcıları hedefliyor.
Geleneksel finansın dolambaçlı yollarından sıkılan yatırımcılar için tokenlar doğrudan bir kaçış rotası artık. Aracıya ihtiyaç yok. Sınıra gerek yok. Sıraya ise hiç gerek yok. Getiri dolarla, erişim ise birkaç tıkla mümkün.
SEC ile Açılan Kapılar
Ocak ayında göreve gelen yeni SEC yönetimiyle birlikte diyalog kanalları daha açık hale geldi. 21 Ocak’ta kurulan Kripto Görev Gücü şimdiden 80’i aşkın toplantı yaptı. Konular yalnızca tokenize ürünlerle sınırlı kalmadı. Stake modellerinden borsa yatırım fonlarına kadar uzandı.
Biden yönetiminde sıfıra inen diyalog süreci Trump döneminde bambaşka bir yöne evrildi. Ondo’nun son görüşmesi ise bu sürecin belki de kırılma noktası. Çünkü artık taraflar birbirini anlamaya daha yakın. Bu yakınlık hem yatırımcılar hem de piyasa için yeni bir çağın kapısı anlamına geliyor.
Blockchain’in en güçlü silahının yalnızca teknoloji olmadığını vurgulamam gerek. En büyük silah şeffaflık. Ancak şeffaflığın regülasyonla sınanmadığı bir dünya da yarım kalır. Ondo’nun SEC ile gerçekleştirdiği bu masa başı mücadelesi dijital finansın taşlarını yerli yerine koyma arayışının güçlü bir işareti. Belki de bu kez kazanan herkes olacak.