Milyarder yatırımcı Mark Cuban, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) kripto para konusundaki katı tutumuyla ilgili endişelerini dile getirerek, bunun Başkan Joe Biden’ın 2024’te yeniden seçilme şansını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu. Coinbase’in baş hukuk sorumlusu Paul Grewal ile yakın zamanda yaptığı bir görüşmede Cuban, ABD kripto topluluğunun karşılaştığı benzersiz zorlukların altını çizdi ve bu zorlukları SEC başkanı Gary Gensler’in düzenleyici yaklaşımına bağladı.
Kripto Girişimcilerinin Sorunları
Cuban, ABD’li kripto girişimcilerinin karşılaştığı sorunların Singapur ve Japonya gibi diğer ülkelerde görülmediğine dikkat çekti. Cuban’a göre sorunun özü, SEC tarafından zorunlu kılınan ve aşırı hantal ve kısıtlayıcı bulduğu kayıt sürecinde yatıyor. Bunun, özellikle Gensler’in liderliğine bağlı, belirgin bir Amerikan sorunu olduğunu vurguladı ve diğer yargı bölgelerinin kripto işletmeleri için daha elverişli ortamlara sahip olduğunu öne sürdü.
Yatırımcı ayrıca düzenleyici engelleri kripto alanındaki yasadışı faaliyetlerin sürekliliğiyle ilişkilendirdi. Sıkı kayıt sürecinin dolandırıcılık paralarını ortadan kaldırmadığını, aksine çoğalmalarını kolaylaştırdığını savundu. Bu düzenleyici ortamın, meşru girişimcilerin işlerini etkin bir şekilde kurmalarını ve yürütmelerini engellediğine inanıyor.
SEC’in Yaklaşımı Biden İçin Kayıp Oluşturabilir
Cuban, 2024 başkanlık seçimlerine bakarak SEC’in mevcut yaklaşımının Başkan Biden için siyasi yansımaları olabileceği konusunda uyardı. Özellikle Z kuşağı, X kuşağı ve Y kuşağı gibi genç kuşaklardan birçok seçmenin kripto para birimlerine büyük yatırım yaptığını belirtti. Cuban, bu demografide düzenleyici ortamın neden olduğu memnuniyetsizliğin önemli bir siyasi tepkiye dönüşebileceğini öne sürdü.
Cuban’ın açıklamaları, finansal düzenleme ve siyasi stratejinin kesişme noktasının altını çizerek, düzenleyici kararların finans sektörünün ötesinde nasıl geniş kapsamlı etkilere sahip olabileceğini vurguluyor. Cuban’ın yorumları, yatırımcıları korurken inovasyonu teşvik edebilecek daha dengeli ve destekleyici bir düzenleyici çerçeveye ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.