ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) kripto para ETF’lerine staking’i dahil etme fikrini ciddi ciddi masaya yatırdı. Açıkçası bu gelişme beni şaşırtmadı. Piyasanın staking’e olan ilgisi artarken SEC’in de bu konuda bir adım atması kaçınılmazdı zaten. Jito Labs ve Multicoin ekibiyle yapılan görüşmede staking’in yatırımcılara sağlayacağı avantajlar ve Blockchain güvenliğine katkıları tartışıldı. Özellikle Solana tabanlı ETF’ler üzerinden önemli senaryolar gündeme geldi. SEC’in, yatırımcıların staking ile ek gelir elde edebileceği iki modeli incelediği konuşuluyor.
Staking ETF’lere Dahil Edilebilir mi?
Bana kalırsa, staking’in ETF’ler içine dahil edilmesi kripto piyasası için büyük bir dönüm noktası olacak. Buna göre Yatırımcılar pasif gelir elde etme şansını yakalarken aynı zamanda geleneksel finans dünyasında staking’in daha fazla meşruiyet kazanmasının önünü açabiliriz. Ancak SEC’in bu konuda ne kadar cesur davranacağı büyük soru işareti.

SEC’in kripto ETF’leri konusundaki katı duruşu herkesin malumu. Ama iş staking’e gelince, regülatörlerin biraz daha esnek düşündüğünü görüyorum. Görüşmeye katılan isimler arasında Jito Labs CEO’su Lucas Bruder, Jito Labs Baş Hukuk Müşaviri Rebecca Rettig, Multicoin Yönetici Ortağı Kyle Samani ve Multicoin Baş Hukuk Müşaviri Greg Xethalis var. Yani ciddi isimler masada. Ana konu ise gayet net. ETF’lerin staking yoluyla yatırımcılara ek gelir sağlayıp sağlayamayacağı.
2 Farklı Model
SEC şu anda iki farklı modeli değerlendiriyor:
- Doğrudan Staking: ETF fonlarının bir kısmının doğrulayıcı çalıştıran hizmet sağlayıcılar üzerinden stake edilmesi. Bu yöntem, doğrudan Blockchain’e katkı sunarken, yatırımcıya da staking ödülleri kazandırıyor.
- Likidite Sağlayan Token Modeli: Stake edilen varlıklar için bir likit staking tokeni oluşturulması. Böylece yatırımcılar fonlarını istedikleri zaman çekecek.
Bana sorarsanız ikinci model çok daha cazip. Geleneksel yatırımcılar paralarının belirli bir süre kilitlenmesine pek sıcak bakmaz. Likit staking modeli, esneklik sunduğu için ETF yatırımcılarının ilgisini daha fazla çekebilir. Ama burada iş sadece yatırımcı tercihiyle bitmiyor. Düzenleyiciler işin içinde olunca, farklı engeller çıkabiliyor.
SEC’in Endişeleri ve Olası Engeller
SEC’in staking konusundaki tereddütlerini de göz ardı etmemek lazım. Üç temel noktada sıkıntı görüyorlar:
- Likidite Riski: Staking, varlıkların belirli bir süre kilitlenmesini gerektiriyor. ETF yatırımcıları ise anlık likiditeye alışkın. Bu çelişki nasıl çözülecek? Büyük soru işareti.
- Vergisel Belirsizlikler: Staking ödüllerinin nasıl vergilendirileceği hala netleşmiş değil. ABD’de staking gelirlerinin vergiye tabi olup olmadığı bile net değilken ETF içine staking eklemek daha da karmaşık hale geliyor.
- Regülatif Uyumluluk: Staking sürecinin mevcut finansal düzenlemelere tam olarak uymaması SEC’i tedirgin ediyor. Bir ETF, nasıl olur da Blockchain doğrulayıcısı olarak çalışabilir? İşte bu noktada SEC’in başını ağrıtacak hukuki sorular devreye giriyor.
Ancak her şeye rağmen, piyasanın baskısı SEC’i köşeye sıkıştırmış durumda. Buna göre Solana ETF’leri için yapılan başvuruların artışı, düzenleyicilere göz kırpıyor. VanEck, ilk Solana ETF başvurusunu yapan şirketlerden biri olarak dikkat çekiyor.
SEC Nasıl Tavır Alacak?
Bence SEC bu konuyu tamamen reddedemez. Kripto para piyasası her geçen gün büyüyor ve düzenleyiciler ne kadar direnirlerse dirensinler, er ya da geç adapte olmak zorundalar. Staking içeren bir ETF’in onaylanması, kripto piyasası için çığır açıcı bir gelişme olur. Yatırımcılar pasif gelir elde ederken Blockchain ekosistemine de katkı sağlayabilirler. Ama burada kilit nokta SEC’in ne kadar hızlı hareket edeceği.
SEC, staking içeren ETF’leri onaylamaya yanaşır mı? Bence baskılar arttıkça bu ihtimal çok güçlü hale geliyor. Ama işin içinde düzenleyiciler olunca, hiçbir şeyin garantisi yok!