Hızla gelişen teknoloji dünyasında, Yapay Zeka (AI) çığır açan bir güç olarak ortaya çıktı ve dünya çapındaki yenilikçilerin ve şirketlerin hayal gücünü ve ilgisini çekti. Geçtiğimiz yıl yapay zekaya duyulan bu ilgi, Büyük Dil Modelleri (LLM’ler) tarafından desteklenen ürünlerde bir patlamaya yol açtı ve makinelerin sadece araç değil, aynı zamanda karmaşık seviyelerde bizi anlayabilen ve bizimle etkileşime girebilen ortaklar olduğu yeni bir çağın sinyalini verdi.
Yapay Genel Zeka Nedir?
Bu teknolojik devrimin merkezinde, dar odaklarıyla bilinen geleneksel yapay zeka uygulamalarından ayrı duran Yapay Genel Zeka (AGI) yatıyor. AGI, insan bilişsel yeteneklerini tam olarak taklit etmeyi amaçlayarak bu sınırlamaları aşmaktadır. Bu, AGI sistemlerinin muhakeme yapabileceği, çeşitli alanlarda bağımsız olarak öğrenebileceği, insanlardan doğrudan talimat veya girdi almadan kavramlar hakkında soyut düşünebileceği anlamına geliyor. Esasen AGI insanların evdeki konuşmalar veya okul etkinlikleri gibi deneyimler yoluyla nasıl bilgi edindiklerini yansıtır.
Geleneksel YZ ya da dar YZ ile AGI arasındaki ayrım son derece derindir; bu aslında özel aletleri çok yönlü bir İsviçre çakısıyla karşılaştırmaktır. ChatGPT gibi mevcut YZ’ler, yaratım süreçleri sırasında belirlenen önceden tanımlanmış sınırlar içinde mükemmelleşirken, bu parametrelerin dışında uyarlanabilirlikten yoksundurlar. AGI’nin bizimkine benzer bir zeka sunarak kapatmaya çalıştığı boşluk işleve özgü olanlar yerine genişletilmiş genelleştirilmiş yetenekler.
İnsan zekasını yakından taklit eden makineler yaratmaya yönelik bu hırs sadece akademik bir merak değil, aynı zamanda OpenAI CEO’su Sam Altman’ın gerçek anlamda yapay genel zeka teknolojileri geliştirmek için milyarlarca dolar yatırım yapma niyetine ilişkin yakın tarihli açıklamasının da gösterdiği gibi önemli bir ticari ilgi de taşıyor.
Yapay Genel Zekadan Neden Korkuluyor?
Bununla birlikte, potansiyel faydalarına rağmen bizi benzersiz bir şekilde insan yapan şeyi (başlangıçtaki programlamanın ötesinde entelektüel olarak evrilme yeteneği) bu kadar yakından taklit etmek üzere tasarlanmış bir şeyin doğasında bulunan öngörülemezlik. Bu varlıklar süper zeka düzeyinde özerkliğe ulaşması konusu güvenlik kontrol mekanizmalarına ilişkin etik endişeleri artırmaktadır.
Gelişmiş teknolojilerin siber saldırılar, gözetim, otonom silahlar gibi kötü amaçlarla kullanılabileceği olası senaryolar göz önüne alındığında bu korkular yersiz değildir Ayrıca, insanlığın yarattıkları üzerindeki kontrolünü kaybetmesi durumunda ortaya çıkabilecek varoluşsal risk, paydaşlar arasında düşünceli bir düzenleme diyaloğu yoluyla belirsizliklerin doğrudan ele alınmasına yönelik acil ihtiyacın altını çizmektedir: Değerlerin uyumlaştırılmasını sağlamak istenmeyen sonuçlara karşı koruma sağlamak.
Potansiyel olarak dönüştürücü bir sıçramanın eşiğinde dururken, karmaşıklıkların üstesinden sorumlu bir şekilde gelmeli, inovasyonu dikkatli bir şekilde dengelemeli ve toplumu tanımlayan derin ilkelere saygı göstermek gerekiyor. Nihayetinde başarı başarısızlık, bugün zor sorularla meşgul olma konusundaki kolektif istekliliğe bağlı olacak.