Bora Özkent, özellikle finansal piyasalarda gelecekteki trendleri tahmin etmenin zorluğuna dikkat çekiyor. Ancak, Bitcoin 99.392,00 $’in 2025 ortasına kadar uzayacak uzun bir boğa piyasasına girdiğini öne sürüyor. Bu öngörüsünü birkaç temel faktöre dayandırıyor. Özkent, artan likiditenin kritik bir etken olduğunu belirtiyor. Son ABD istihdam verilerinin, artan işsizliği ve Hizmet ISM endeksinin durgunluk durumunu gösterdiğini ifade ediyor. Bu ekonomik zorluklara yanıt olarak ekonomiye likidite enjekte etmenin bir öncelik haline geleceğini öngörüyor.
Çin ve ABD’nin Ekonomik Adımları
Özkent, dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in de benzer baskılarla karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Çin hükümetinin dolaşıma daha fazla para enjekte ederek ekonomiyi canlandıracak adımlar atacağını tahmin ediyor. Çin’in likidite artırma politikalarının, Bitcoin’in değerini olumlu yönde etkileyeceğini öne sürüyor.
ABD hükümetinin rolünü de değerlendiren Özkent, özellikle seçimlere giden süreçte ekonomik duyarlılığı desteklemek amacıyla piyasalara para enjekte etmenin yollarını bulacağını düşünüyor. Federal Rezerv’in potansiyel sıkılaştırma politikalarına rağmen, hükümetin ekonomiyi canlı tutmak için gerekli adımları atacağını belirtiyor. Türkiye’deki seçimlerin ekonomi politikaları üzerindeki etkisine paralellik kurarak, bu politikaların seçmen davranışları üzerindeki önemine dikkat çekiyor.
Kısa Vadeli Dalgalanmalar ve Bitcoin Fiyatı
Özkent, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarına da değiniyor. Mt. Gox sorunları veya “Almanlar Bitcoin satıyor” gibi açıklamaların piyasa üzerindeki etkilerini geçici aksaklıklar olarak görüyor. Bu tür olayları, Bitcoin’i daha düşük fiyatlardan satın alma fırsatları olarak algılıyor ve bu durumu “dipten satın alma fırsatları” olarak nitelendiriyor.
Özkent, altcoin’lere ilişkin belirsizliği açıkça dile getiriyor. Altcoinlerin performansı hakkında net bir tahminde bulunmaktan kaçınıyor. Özellikle Bitcoin ETF’lerinin hakim olduğu bir ortamda, yaygın ve önemli bir altcoin yükselişi potansiyeline ilişkin şüphelerini dile getiriyor.
Özkent, öngörülerinin spekülatif niteliğini kabul ediyor ve görüşlerinin yatırım tavsiyesi olarak yorumlanmaması gerektiğini vurguluyor. Finansal piyasaların öngörülemezliğini yansıtan değerlendirmelerinde hatalı olma ihtimaline açık olmaya devam ediyor. Özkent’in analizleri, yatırımcılar için bir rehber olmanın ötesinde, finansal piyasalardaki dinamikleri anlamaya yönelik bir perspektif sunuyor.